Her Yıl Mayıs Ayının ikinci Haftası Kutlanan bir gün var ki Annelerimizin Günü… Bir güne sığdırılamaz annelerin değeri ama mağlum tüketim algısının çılgınlarca yaşandığı dünyamızda bugünü de hunharca para harcayarak annelerimizi unutup alışverişe ayırarak geçiriyoruz. Canan Yolaç Stamboul infinity flower rainbow mitolojik küpe gibi Her şeyin en pahalısı en yeni trend ürünler bende olsun derken zaman akıp geçiyor en önemli ayrıntıları atlıyoruz.
Annelerimize ufak hediyeler yarım elma gönül alma yapıp indirim furyasına kapılı veriyoruz işte. Oysa ki onlar öylemi düşünsenize tamı tamına 9 ay 10 gün boyunca karnında taşıyorlar daha sonra kendi adımlarımızı atana kadar kucaklarında ve bir ömür boyu sırtlarında taşırlar. Pahalı hediyeler yerine duygularınızı ifade edebileceğiniz en kıymetli cümleler bile onları duygulandırmaya yeter aslında
Hayatı boyunca tüm zorluklara göğüs geren , senelerce sevgi ve şefkat ile yoğuran, sabır ve aşk abideleri anneleri sadece Anneler Günü’nde anımsamak yeterli gelmez. Annelerimize duygularımızı yazıyla Anneler Günü mektubu yazsak örneğin… Sadece Anneler Günü’nde olmaz, her zaman kalbimizden gelen satırlarla onlara olan sevgimizi, vefamızı anlatmalıyız.
Varlıklarıyla bize güç veren toplumların temel taşı annelere vereceğimiz hediyelerden Anneler Günü mektubu daha değerlidir. Çünkü Anneler Günü mektubu yıllarca onun için en değerli hatıra olarak kalacaktır.
Annelerine küçük ev aleti alanları anlamıyorum mesela Neden bu yönde bir tercih ne var ki anneniz rica eder ihtiyacı vardır bu farklı zamanlarda ihtiyaç dahilinde alınabilir ama böyle bir günde kesinlikle tercih sebebi olmamalıdır.
Senin işin bu temizlik yap yemek yap ütüle Mobilyaların tozunu al evi düzenli tut arkamızı topla demek midir bu Olmamalı ,anneler her gün özel oldukları hatırlanmalı ve değer verilmelidir. Annelerimiz zaten gereken çaba ve özeni mutlaka gösteriyorlar bunda hem fikiriz öyle değil mi? Bunun için kendilerini özel hissettirecek hediye seçimleri yapmak daha doğru olacaktır.
Düşünsenize yıllarca sizi sırtında taşımız bir varlıktan bahsediyoruz merdiven çıkarken anne yoruldum dediğiniz ve her ne yorgunluğu olursa olsun dönüp sizi sırtlayan en güzel varlık siz yorulmayın diye kendi nefes nefese kalmış siz daha fazla yemek yiyebilin diye o az yemiş hatta pastaları çok sevmesine rağmen “Ben hiç pasta sevmem” diyerek sizin fazla yemenizi çünkü siz yedikçe o doyuyor mutluluğunuzu gördükçe sizden daha fazla doyuyor buna emin olabilirsiniz.
Cennet annelerin ayakları altındadır demiş Hz. Muhammed hakları asla ödenmez işte sütümü helal etmem ne yüce bir cümledir Anne sütü bu denli önemli midir demeyin hemde nasıl önemli değerli yüce ve helaldir. Sizi emzirme uğruna girilen onca çaba onca özveri kendinden ödün verme ve bunun gibi onlarca duygu değişimi annelerimiz bizleri kucağına aldığı günden itibaren başlıyor işte.
Lohusalık dönemi başlı başına bir yazı konusu bile olabilir bu dönemde anne ile bebek yalnız bırakılmaz ikisinin de mezarı açıktır denir!!! Ne kadar ürkütücü öyle değil mi ? Peki bunun neden söylendiğini hiç merak edip araştırdınız mı durun anlatayım; Doğum esnasında çok acı çeken anne doğumdan sonra da duygu değişimlerine manevi ve fiziksel olarak devam eder lohusalık depresyonu dediğimiz kötü oldu burada başlar hayatımız boyunca bize rehber olacak annemiz bir takım sıkıntılar içerisine girer duygu bozuklukları uykusuzluk açlık ve bizi emzirebilecek sütü üretmesi için bolca dinlenmeye ihtiyacı vardır. Cilt Maskesi yapacak maniküre pediküre gidecek hatta saç tarayacak bile vakti olmayacaktır. Ancak biz buna izin vermiyoruz elbette işte bu 40 gün içerisinde annenin yalnız kalıp hatta aklını yitirip çocuğuna veya kendisine zarar vereceğine inanılır ve anne bebek yalnız bırakılmaz Anne nin annesi veya kayınvalidesi eşler akrabalar yada yakın bir arkadaş mutlka yanına bırakılır.
Aslında yanlış bir olgu bence gelenek görenekler bu şekilde tamam anlıyabiliyorum ancak akıl sağlığı yerinde hiç bir anne böyle bir vehamete kapılamaz ruhsal problemler yaşayan veya yaşayacağı tahmin edilinen kadın zaten doğum sürecine baştan girmemeli diye düşünüyorum. Kendim anne olduktan sonra lohusalık psikolojimi hatırladım da evet çok yorgundum hatta sattlerce emzirmekten bitap düşmüş bir bardak su verenim olmadığı için eşimin gelmesini beklemiştim işten kapıdan girince su nolur su dediğimi çok net hatırlıyorum. Saatlerce emzirdiğim bebeğim kucağımda göğsümü hiç bırakmadan emiyor ve sarılık olduğu kısa sürede atlatması için bende sürekli emzirme halinde kalıyordum su içmeyi unutmuş aklıma geldiğinde ise artık ayağa kalkacak mecalim dahi olmadığını fark etmiştim yalnızdım da kimsem yoktu eşim çalışıyor annem memlekette kayınvalidem felç hastası gibi gibi bir çok dış etkenden dolayı yalnız bir lohusalık geçirdim ama ne oğluma zarar verme düşüncesi ne de kendi canıma kıyma gibi bir olgu oluşmadı. Psikolojik olarak kendimi hazır hissettiğimde bir çocuk sahibi olma fikri sıcak gelmeye başladığında ve bunun ile ilgili günlerce aylarca kitaplar bitridiğimde kendi başıma aldığım bir karardı yani her şeye hazırlıklı yakalandım….
Çelik zırhımı kuşanmış küçük yaramazımızın hayatımıza girmesine tam teşekkül hazırdım işte nitekim öyle de oldu çok zorlu bir gebelik yine aynı zorluklar ile devam eden bi yeni doğan süreci ile karşı karşıya kalsam da bunların üstesinden gelmeyi başardım. Yalnızca ihtiyacım olan gösterdiğim ilgi ve sevginin dörtte biri kadarını bana da gösterilmesiydi eşim de bu ihtiyacım da hepyanımdaydı hakkı ödenmez.
Kısacası annelerin istediği bu zorlu hayat şartlarında sizi yoğurup büyütürken şekillendirirken sizin tüm özelliklerinizin mevcudiyetini oluştururken yani sizler için büyük bir zaman harcarken tek istedikleri saygı görmek ve ihtiyaçları olan ise sevgi . Bir anne büyüttüğü evladından verim alamaz ise bu onu yıpratmaya yeter de artar bile nedir bu verimlilik saygısı olsun vatana milletine hayırlı evlat olsun diye o aşılmaz dağların yamaçlarında yerinde saymak yerine size ömrünü adadığı ve zirveye taşıdığı için bunun karşılığını en iyi şekilde almak ister sizinle gurur duymak ister iyi okullarda okuyun iyi eğitimler alın globalleşmiş sistemde böcek gibi ezilmeyin diye sizler için gece gündüz didinip daha neyi nasıl yapabilirim diye didinen varlıkların aslında sizden dilekleri bu kadardır.
Çünkü sizin başarınızla güçlenir sizin sevginizle bütünleşirler ve sizinle gurur duyarlar. Sizlere her ne kadar kızsalar da sövseler de saçınızın teli için dünyayı yakabilecek canlılardır anneler.. Hep yanlarında olun isterler ama öyle ama böyle yaşınız kaç olursa olsun peşinizde olacaklardır. Yeni doğum yapan Tavuklar ve civcivlerin koloni halinde gezmesi gibi düşünün onları hayata kazandırana kadar gösterdiği yoğun çabayı hepimiz belgesellerden bile görmüşüzdür gerçek annelikte böyle işte her canlı için bu geçerli olduğu gibi dünyanın neresine giderseniz gidin bu değişmeyen tek olgudur belkide….
Hayata sizi hazırlayan her türlü karşınıza çıkabilecek kumpas ve tezgahlarla kötü insanlar ile karşı karşıya kaldığınızda neler yapmanız gerektiğini size öğreten yine annenizdir . Başınıza gelebilecek en ufak olaylardan bile haberdar olmak ve sizi yardımcı olmak için tüm gayretini gösterecektir.. Onların Kıymetini Bilin en değerli varlıklarımız Annelerimize