Güzelliğinden çatlamadan aynan, dön arkana bir bak.
Çirkinleşiyor dünya. İğrençleşti insan.
Dört tarafta savaş. Ütopya oldu barış.
Gerçeklerle tanış. Duyarsızlaş, iyice alış.
Evinde kelle koltuk, dışarıda zaten ölü.
İstiyorlar sen de bölün ama gözler hep pembe görür.
İdeolojileri siktir et ve büyük resmi artık gör!
İş çığırından çıktı çünkü en tezinden özüne dön.
Ben anlamam siyasetten, folloşlaşmış adaletten.
Çeksen gelir demokrasi.
Bu dünya farksız artık cehennemden.
Meşrulaştı cinayetler, rutinleşti tecavüzler,
Katledilecek bebek çok… Kınandı, bitti denir.
Ve TV canlı verir. Lanet olası vicdan nedir?
Bakıp bakıp beyni yedim. Yarın öbür gün sıram gelir.
Açlık dağ denizler aştı, şişin. Göt büyütün için, yiyin.
Hayvan sever geçinip timsah derisi çantalar giyin.
Oyun. Bu nasıl oyun? Fani dünya.
Ne çabuk alıştık bu güzel rüyaya.
Kalan uykusunda kalsın.
Kapı çalacak, çok geç olacak.
Sonrası malum yalnızlığın.
Zaman elini güçlendirir, elindekini alır.
Elin elinde olanı sonra tutar kıskandırır.
Zaman aynı zamanda elden ele de dolaştırır.
Şifa verir bazen, bazen eller bulaştırır.
Eller ikincileşir, sıfırlar eskir.
Böyle sonsuzlaşır.
Elleri buruşturur zaman.
Düşman eller sıkıştırır. Kardeş eller ayrıştırır.
Hasret eller kavuşturur. Kirli eller ovuşturur zaman.
Akar gider zaman nasıl geçti anlamadan.
Kırar döker hislerini. Yanıp sönersin parlamadan.
Gözünü kamaştırır sağlam aklı başından alır zaman.
Zaman aynı yalanı inandırır. Yanar döner zaman.
Bakarsın aynı. Bakarsın döner devran.
Bir bakmışsın akşam olmuş yüz çevirsen güneş doğar.
Zaman; ilaç. Zaman; zehir.
Zaman kısıtlı zaman.
Oyundasın, dünya yalan.